|
Pek fazla merhametli olan Peygamberimiz (s.a.v), ümmeti
hakkında son derece şevkatli, merhametli idi. Ümmeti hakkında daima kolaylık yönünü
tercih buyururdu. Namazda iken bir çocuğun ağladığını işitse ona merhameten
namazını hafifçe kılar (kısaltır), çocuğun sesini durdurmak isterdi. Hele
haktan kaçınanların hallerine pek acır, hidayete ermeleri için dua ederdi.
O büyük peygamberin, O mukaddes râsulün merhameti yalnız
insanlara değil, hayvanlara, ağaçlara, ekinlere de idi. Mûte savaşında
bulunacak olan İslam ordusuna hitaben şu mealde öğütler vermiştir:
“Allahu Teâlâ’nın adına sığınarak O’nun ve sizin
düşmanlarınızla harp ediniz. Fakat gideceğiniz yerlerde dünyadan soyulmuş
rahipler göreceksiniz, onlara asla dokunmayınız. Kadınlar ile çocuklara
şevkatle muamele yapınız, hurma ve diğer meyve ağaçlarını kesmeyiniz, evleri
yıkmayınız.”
Hicretin onuncu senesinde idi ki, muhterem oğlu Hz. İbrahim,
henüz on altı aylık bir masum olduğu halde vefat etmiş, kızı Fatımatü’z-Zehra
(r.anha)’dan başka evladı kalmamıştı. Bir gül goncası gibi açılmadan solan o
masumun haline acıyarak ağlamış, mübarek gözlerinden şebnemler gibi yaşlar
serpilmişti. Orada bulunan İbn-i Avf (r.a) :”Ya Rasûlallah! Sen de mi
ağlıyorsun?” deyince, şanı yüce Peygamber (s.a.v) Efendimiz:
“Gözümüz ağlar, kalbimiz mahzun olur. Fakat bizden Allah’ın
rızasına aykırı bir söz çıkmaz.” (Buhari) diyerek ruhundaki yüce hassasiyetini
göstermiştir.
Kısacası O Peygamberi Zişan’ın mukaddes varlığı, bütün
kainat için Allah’ın büyük bir rahmetidir. Bunun içindir ki hakkında:
“Rasûlüm! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiya Sûresi, ayet 107) ayet-i kerimesi nazil olmuştur.
|
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Şevkat ve Merhameti
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder