Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) Hayatı
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Hicret’ten 52 yıl önce (Milâdi
570), Rebiülevvel ayının 17. gününde Mekke şehrinde dünyaya gelmişlerdir.
Babası, Hz. Abdullah daha Peygamber
Efendimiz (s.a.v) dünyaya gelmeden, 25 yaşlarında vefât etmiştir. Annesi, Hz. Âmine’yi ise 6 yaşında iken kaybetmiştir. Küçük
yaşta babasını ve annesini kaybeden
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i, dedesi Abdülmuttâlib himayesine aldı ve o
zamana kadar kimseye verilmemiş olan Muhammed adını kendisine verdi...
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Bir Günü
Normal bir ömür yaşamış her hangi bir insanın
hayatından yirmi dört saatlik kısa bir dilimi, yani ‘bir gün‘ü anlatmak,
o kişiyi tanıtma adına ciddi yetersizlikler taşır. Zira yaşanan günlerin hemen
hiç biri diğeriyle aynı değildir. Hele o kişi Efendimiz (sav) gibi, müstesna
bir zat ise iş daha da zorlaşacaktır. Bu zorluğa rağmen günü belli dilimlere
ayırarak, aynı günde olmazsa bile, o zaman diliminde genellikle işlenen
fiilleri, sahih kaynaklar ışığında ele almaya gayret ettik.
Resul-i Kibriya (s.a.v.) Hakkında Bunları Biliyor Musunuz?
Resulullah’ın (s.a.v.) dedesi Abdülmuttalib’in uzun boylu,
sarışın ve sevimli bir sakal sahibi olduğunu... / Peygamberin babaannesinin isminin Fatıma olduğunu... / Efendimiz’in (s.a.v.) anneannesinin adının Berre olduğunu... / Peygamberimizin dayısının olmadığını... / Efendimiz’in (s.a.v.)
halalarının isimlerinin; Ümm-ü Hakim, Berra, Âtike, Safiyye, Erma, Ümeyre
olduğunu... / Doğumunun miladi 20 Nisan 571 olduğunu... / Peygamberimiz’in (s.a.v.) yüzmeyi
6 yaşında annesiyle gittiği Medine’de, akrabaları Adiyy bin Neccaroğullarının
havuzunda öğrendiğini...
Devamı >>>
Devamı >>>
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) Kısaca Hayatı
Doğumu; 20 Nisan 571 Pazartesi günü sabaha karşı Mekke’de
doğdu. Ay takvimine göre Rebîul’evvel ayının 12. gecesidir. Efendimiz’i
sevgiyle ve şefaatini dileyerek andığımız doğum günündeki geceye Mevlid Kandili
denir. / Doğduğu gece meydana gelen olaylar: 1. Kâbe içindeki putlar yıkıldı. / 2. Mecûsîlerin bin yıldır söndürmeden taptıkları ateşleri
söndü. 3. İran’daki kisranın sarayından 14 burç yıkıldı. / Adı: Muhammed: Çok çok övülen, çok övülmüş, güzel huyları
olan kişi demektir. Bu ismi O’na Dedesi Abdülmuttalip vermiştir. Umarım O’nu
yerde halk, gökte Hak över demiştir. Diğer isimleri Ahmed, Mustafa’dır. Babası: Abdullah, Kureyş Kebilesin’den...
Resûl-i Ekrem Efendimizin (s.a.v.) Dünyaya Teşrifleri
Yeryüzünü mânevî bir karanlık kaplamıştı.
Mevcudat, beşerin zulüm ve vahşetinden âdetâ mâteme
bürünmüştü. Gözyaşı döken gözler değil, ruh ve kalblerdi. Kalb ve ruhların
keder, elem ve gözyaşına âlem de iştirak etmiş, sanki umumi yas ilân edilmişti.
Yeryüzü saâdetin, sevincin, huzurun kaynağı olan
"Tevhid" inancından mahrumdu. Küfür ve şirk fırtınası ruh ve kalbleri
kasıp kavurmuştu. Gönüllerde tek mâbud yerine, birçok batıl ilâhlar yer
almıştı. Hakiki sahibini arayan ruhların feryadı ortalığı çınlatıyordu...
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) Şevkat ve Merhameti
Pek fazla merhametli olan Peygamberimiz (s.a.v), ümmeti
hakkında son derece şevkatli, merhametli idi. Ümmeti hakkında daima kolaylık yönünü
tercih buyururdu. Namazda iken bir çocuğun ağladığını işitse ona merhameten
namazını hafifçe kılar (kısaltır), çocuğun sesini durdurmak isterdi. Hele
haktan kaçınanların hallerine pek acır, hidayete ermeleri için dua ederdi.
Devamı >>>
Devamı >>>
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Son Anları
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) vefatından bir gün önceydi.
Herkes nefesini tutmuş bekliyordu. Çünkü az evvel Hazreti
Peygamber, (s.a.v.) 'Bende bir hakkı olan varsa gelsin alsın' dediğinde, orada
bulunan sahabelerden biri; 'Evet, benim bir alacağım var. Bir gün kırbacınızın
ucu o sıra açık olan sırtıma değmişti de, canım yanmıştı' dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v.) hiç tereddüt etmeden üstündeki
kıyafeti sıyırdı, arkasını döndü ve 'vur' dedi.
Devamı >>>
Peygamberimiz’in (s.a.v.) İnsan Kazanma Metotları
Peygamberlerin en önemli vazifesi, ‘emr-i bi’l ma’rûf ve
nehy-i anil münker. İnsanları, İslam’a davet etmede gönül alıcı bir üslup
sergileyen Efendimiz, uygulamalarıyla, kendi yolundan gidenlere yol gösteriyor.
Peygamberler, insanların hidayete ermesini ana gaye
edinmişler, bu hususla ilgili esasları vahiy aracılığıyla ortaya koymuşlar.
Kendileri de yaşayışlarıyla güzel ahlakın canlı birer örneği olmuşlar. Kâinatın
O’nun yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)
de, yaşayışıyla her daim ‘Emr-i bi’l ma’rûf ve nehy-i anil münker’i (iyiliği
emretme ve kötülükten men etme) en temel düstur edinmiş, insanları İslam’a
davet etmede gönül alıcı bir üslup sergilemiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder