Senai Demirci
Gül ki, yanaklarında varlığın tazeliği al aldır; sanki
yokluktan varlığa geçişiyle hâlâ heyecanlıdır, sanki ummadığı bir hayatı
kazandığına utanmaktadır.
Gül ki, inceliği ve zerafetiyle, tazeliği ve yeniliğiyle,
her an yoktan var edilme titrekliğine tanıktır.
Gül ki, sanki varlığına her dem sevinmekte, sanki
karşılıksız gördüğü iyilikle mahcup olmakta, iste(ye)meden edindiği güzelliğe
teşekkür için telaştadır.
Gül ki, görene her an yenidir, ilk defa var edilmiş gibi
sürprizdir.
Gül ki, ilk defa görünüyormuş gibi gelir göze, şaşırtır,
sevindirir, sevdirir.
Gül ki, alıştığımız varlığımıza alışılmadık bir sevinç
ekler, kanıksadığımız yaşayışımıza beklenmedik bir coşku katar, olağan
sandığımız insanlığımıza olağanüstü bir övgü sunar.
Gül ki, var olma alışkanlığımızı yıkan bir oyun-bozan,
yaşama sükûnetimizi dağıtan yağmur-boran, insan olma bıkkınlığımızı bozan
sürpriz-armağandır.
Varlığımız, o nazenin gül kadar titrektir; her an yenilenir.
Hayatımız, o incecik gül yanağı gibi tazeciktir; her dem
yeniden yeniye verilir.
İnsanlığımız, o latif gül kokusu gibi biriciktir; her an
tenimizde misafirdir.
Öyleyse, bizi her an Var edene sonsuz minnettarlık içinde
olmamız, her nefeste O'na teşekkürler sunmamız gerekir.
O (sav) gül tazeliğindeki ihyayı, gül titrekliğindeki
varlığı her an farkedendir.
O (sav) gül yanağındaki kızıllık gibi, kendisine lâyık
görülenler nedeniyle her an haya içindedir.
O (sav) işte bu
yüzden "Muhammed"dir; içimizde en çok hamd edendir; kendisine
verilene en çok teşekkür edendir.
O (sav) işte bu yüzden "Muhammed" ismini en çok
hak edendir; hayreti ve minnettarlığı en heyecanlı, övgü ve senası en coşkulu
olandır.
Öyle ki O (sav) varlığıyla baştan ayağa hayrettir,
şükrandır.
Öyle ki O (sav) haliyle ve kavliyle ete kemiğe bürünmüş
övgüdür, hamddir.
"Yaratıcısını en çok öven ve bu övgüsüyle de en çok
övülen" Muhammed"(sav)dir.
|
Gül, Muhammed (s.a.v.) Teridir
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder